Perver Nigar'ın Öyküsü
Kitapta anlatılan hikâye karakterlerin özgünlüÄŸü dışında olaÄŸanüstü ögelere sahip olmayan, zamanın sosyo-kültürel zemininde benzerlerine rastlanabilecek türden gerçek bir varoluÅŸ hikayesidir. Tam da kahramanlarıyla birlikte o zamanı ve benzer hikayeleri ölümsüzleÅŸtirmek üzerine yazılmış bir kitaptır. Kahramanların ilgileri ve sosyal ortamları çerçevesinde, onların günlük yaÅŸantılarına odaklanılarak dönemi yansıtan bilgiler verilmiÅŸ ve yaÅŸamlarından bir kesit sunulmuÅŸtur. Bin dokuz yüzlerin baÅŸlarından, altmışlı yıllara kadar olan dönemlerde Anadolu ve Ä°stanbul’daki çok kültürlü yapı ve farklı kültürler arasındaki uyumlu yaÅŸam anlatılmıştır.
​
Nigâr ve Yavuz hayata bakış açıları ve düÅŸünceleri hakkındaki ipuçlarını okuyucuya okudukları kitaplar üzerinden verirler. Bu kitapların hepsi o günlerin belgesi olan kütüphane defterinden ve ana karakterin (Nigar) en çok sözünü ettikleri içinden seçilmiÅŸtir.
​
Kitap içinde Yavuz’un Nigâr için gerçek hayatta yazdığı ÅŸiirler alıntı olarak kullanılmıştır. Bunlar yanı sıra anlatılan zaman ve mekanlara özel, ya da kahramanların duygu, beÄŸeni ve fikirlerini belirtme yolu olarak ÅŸiir, masal, kitaplardan alıntılar gibi edebi unsurlara da yer verilmiÅŸtir.
Gerçek yaÅŸam öyküsü üzerine kurgulanan Perver Nigâr, bir ailenin dört kuÅŸağının bir asıra yayılan yaÅŸamının yanı sıra dördüncü kuÅŸak bir bireyinin varoluÅŸ çabasını konu ediniyor.
​
Ailenin hikâyesi 1879 yılında Kırım’da, Müslüman halka yönelik baskı ve zulmün dayanılmaz hale gelmesi sonucunda Osmanlı topraklarına göç kararı alınmasıyla baÅŸlar. Göç eden çekirdek aile genç bir anne baba ile dokuz yaÅŸlarındaki oÄŸullarından ibarettir. Annenin en büyük hayali Kırım’da iyi bir eÄŸitim alma olanağı kalmamış oÄŸluna Darülfünun'da yüksek eÄŸitim aldırabilmektir. Ancak aile Halep Vilayetinin Reyhaniye nahiyesine yerleÅŸtirilir ve bu hayal gerçekleÅŸtirilemez. Aile yeni topraklarını kısa zamanda benimser ve kendilerine yeni, mutlu bir hayat kurar. Osmanlı Devleti’nin siyasi koÅŸulları birkaç on yıl sonra aileyi bu sefer yeni yurtlarında, farklı düÅŸmanların karşısında ama eskisine benzer bir zulmün ortasında bırakacaktır.
​
Bu akışın paralelinde anlatılan ikinci bir hikâye daha vardır. Bu da ailenin dördüncü kuÅŸak bir bireyi olan Nigâr’ın 1954 yılında Ä°stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne okumaya gelmesiyle baÅŸlar. Nigâr, güçlü ve zamanına göre alışılmışın dışında bir kiÅŸiliktir. Zeki, çok kitap okuyan, özgüveni yüksek, feminist düÅŸüncelere sahip bir kızdır. Çevresindeki alışılagelmiÅŸ kalıpların dışına çıkarak bir varoluÅŸ mücadelesi vermektedir. Üniversiteye baÅŸladıktan sonra okul arkadaÅŸlarıyla kısa sürede güzel bir dostluk kurar; bu arkadaÅŸ grubunun okuldaki sosyal hayatını müzik ve edebiyat süslerken, gençler politik geliÅŸmelere de kayıtsız kalmazlar. Nigâr, bu grup içinde baÅŸka güçlü bir karakter olan Yavuz’la arkadaÅŸlık kurar. Okudukları üzerinden sohbetler eder, hayat felsefelerini tartışır, birbirlerini kitaplar üzerinden tanımaya baÅŸlarlar.
Bir süre sonra ailenin ve Nigâr’ın paralel sürmekte olan hikâyeleri aynı zamanda birleÅŸerek birlikte akmaya baÅŸlar. Romanın arka fonunu 1950’lerin Ä°stanbul’u, Antakya'sı ve politik gerilimler oluÅŸturuyor.
​