
Doğunun Kraliçesi
1955, Antakya
Zaman zaman içinde, garbil saman içinde, deve dellal iken, hâşâ eşekler berber iken, fıstahlar kireç iken topuğuma battı bir diken. Hayhası yok, külhancının faltası yok, çarşıya bir cazı gelmiş, boynunda haltası yok. Tek basar, hâşâ çift... Namussuza faydası yok. Hamamdan bir kadın çıkmış, peştemalin ortası yok. Vardım baktım yanına: – Adın ne? –Emine! Eğildim baktım yanına, bir yanı bağlık bahçelik, bir yanı güllük gülistanlık. Bir yanı çarşı, bir yanı pazar. Bir yanı han, bir yanı külhan. Bir yanında demirciler demir dövüyor, bir yanında kömürcüler kömür yakıyor. Bir yanı sazlık samanlık, bir yanı tozluk dumanlık, bir yanına da padişah çadır kurmuş, askerlerini oturtuyor.
Vara vara vardım Anteke'ye.
Nar Tanesi, Giriş Tekerlemesi;
Antakya Masalı
Anonim










